Müezzinoğlu, bakanlıkta düzenlediği basın toplantısında, gazetecilere çalışma hayatıyla ilgili değerlendirmelerde bulundu ve gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Müezzinoğlu, bir soru üzerine, 66 aylığa kadar çocuğunun yanında yarım zamanlı olarak ebeveynden birinin bulunmasının temel ilke olduğunu ve bununla ilgili yönetmeliği de önümüzdeki günlerde yayımlayacak bir süreçte olduklarını söyledi.
İstenilenin çocuğun yanında annesi ve babasının bulunması olduğunu ifade eden Müezzinoğlu, bu konuda detaylarda eksik yapmamak için çaba gösterdiklerini, yönetmelikteki çalışmaların tamamlanmak üzere olduğunu bildirdi.
Kamuda görevden uzaklaştırmalara ilişkin bir soru üzerine Müezzinoğlu, bakanlıklarında FETÖ soruşturmaları kapsamında 785 personelin ihraç edildiğini ve 319 personel hakkında soruşturma sürecinin sürdüğünü, 383 çalışanın ise göreve iade edildiğini bildirdi.
- "PKK ile ilgili çalışmamız var"
Bakanlıklarında terör örgütü PKK'ya ilişkin çalışmalarda yapıldığını dile getiren Müezzinoğlu, şöyle konuştu:
"PKK terör örgütüyle ilgili çalışmalarımız var ve onu da önümüzdeki bir hafta içerisinde sonuçlandırmaya çalışıyoruz. İnşallah o anlamda da kamu görevlisinin millete ve devlete hizmet dışında ikinci bir adresi var o ikinci adresi seçmeli. Bir devlet memuru kamuda milletin parasıyla görev almış ve milletin hizmeti için orada görev alan kim varsa onun tek bir adresi vardır hizmet anlamında, sorumluluğu millettir, devlettir ve ülkedir. O ikinci bir adres benimsediyse bu birinci adresini ya terk edecek veya bu birinci adresten biz onları çıkartacağız. Bu ülkeye, bu millete ihanet etmeye kimsenin hakkı yok. Milletin imkanlarıyla millete veya devlete ihanet etmeye kimsenin hakkı yok."
"Kamuda görevden almalarda Eğitim-Sen ağırlıklı sendikaya yönelik yapıldığı yönünde iddialar oldu. Sizdeki tespitlerde böyle bir durum var mıdır?" şeklindeki bir soruya ilişkin Müezzinoğlu, sendikaların feveran etmesini doğru bulmadığını belirtti.
Sendikaların görevlerinin, üyelerinin memuriyetteki görevlerini yapıp yapmamak olduğunun altını çizen Müezzinoğlu, "Düşünün ki devletin imkanlarını PKK terör örgütüne kanalize ediyor veya devletin kadrosunda ama Twitter hesabına bakıyorsun PKK'nın mücadelesini destekliyor. Ülkenin bölünmesini veya farklı bölgelerde farklı yapıların kurulmasını destekliyor. Şimdi bunu herhangi bir sendikamız normal karşılıyorsa, esasında sendikamızın da yaptığı bir sendika görevinin ötesinde bir farklı alandır, buna hakkı yok. Bu anlamdaki sendikaların duruşuna da hak vermeyiz, doğru da bulmayız." değerlendirmesinde bulundu.
Müezzinoğlu, farklı bir devlet, farklı bir yapının savunuculuğunu yapan sivil toplum örgütünü Türkiye'nin meşru ve yasal sivil toplum örgütü olarak görmenin mümkün olmadığını söyledi.
Sendikalarla ilgili bir yaptırım uygulanıp uygulanmayacağı sorulması üzerine Mehmet Müezzinoğlu, sendikaların bir terör örgütü üyesinin hak ve hukukunu korumak için mücadele etmesini doğru bulmadığını anlattı.
Kamudaki görevden uzaklaştırılanların itirazlarda bulunarak, mağdur olduklarını belirtip geri dönmek istediklerinin hatırlatılması üzerine Müezzinoğlu, "Mağdur olabileceğini düşündüğümüz bir kitlenin var olduğunu kabul etmek lazım. Olabileceğini de kabul etmek lazım." ifadesini kullandı.
- "'Ayağımı kaybettim' diye ağlayan bir gazi görmedim"
15 Temmuz akşamının 16 Temmuz sabahına geldiğimizde karanlık geceden aydınlık bir sabaha güllük, gülistanlık içerisinde geçilmediğine dikkati çeken Müezzinoğlu, çok sayıda sivil vatandaşın da bulunduğu şehitler verildiğini ve 2 bin 100 kişinin gazi olduğunu hatırlattı.
Söz konusu gazilerin kaç yıl engelli yaşayacağını bilmediklerini anlatan Müezzinoğlu, şöyle konuştu:
"Mağdur kelimesini konuşacağımız kitle bunlar. Bu mağdurları ve ülkeyi mağdur etmek isteyen o yapıyı unutacağız, bu anlamda bu yanlışlığı yapan yapının tasfiyesi için hızlı ve acil verilmesi gereken kararlar için de mağduriyetleri onun üzerine taşırsak onlara haksızlık etmiş sayılırız. Ben şehit ve gazi ailelerine gittim. Hiçbirinde 'Ben mağdurum' diye bir ağlama görmedim. 'Evladımı, eşimi, babamı kaybettim onun için mağdurum' diye ağlayan, 'ben ayağımı, uzvumu kaybettim' diye ağlayan bir gazi görmedim. O zaman mesele vatansa, mesele bu ülkenin geleceğiyse, istikrarıysa, demokrasisiyse, kaderiyse böyle bir kararda da bazı mağduriyetler olabilir, olmaması için bizden her türlü talebi yapmalılar, bizim de bu anlamda kararlılığımız var."
- "Hain değilse ona sahip çıkacağız"
Bakanlıklarında 383 kişinin göreve iade edildiğini hatırlatan Müezzinoğlu, "Mağdurum diyene ne halin varsa gör." şeklinde bir anlayışın olmadığının altını çizdi.
Müezzinoğlu, "Kim mağdurum diyorsa benim başımın üstünde yeri var. Hemen inceleriz tekrar, o verileri, bunun içinde 'By Lock' mu vardır, himmet paralarının aklanması mı vardır, bunların hiçbirisi yok da biz dolaylı olarak herhangi bir dernekle ilgili falan bir kanaatle karar verdiysek, o kanaati bir daha değerlendiririz, 'Kusura bakma, vatan için, millet için, bu fedakarlığına da teşekkür ederiz' deriz, dün neyse görevine iade ederiz. Yaptığımızda da bu anlamda görünüyor rakamlar. Önümüzdeki iki ayın en önemli çalışması da bu olacak. Bizim 'ne kadar çok insan atmışız, ne güzel' diye sevinecek bir tarzımız olamaz. Bu insanlar da bizim insanımız. Hain değilse ona sahip çıkacağız. Hain ise ondan sonra o cezasını çekecek." diye konuştu.
Bakan Müezzinoğlu, basın toplantısının ardından basın mensuplarına kestane şekeri ikram etti.