OHAL’de Erasmus hareketliliği

Avrupa’da kısa süreli öğrenci ve akademik personel değişimine imkân sağlayan Erasmus Programı’na, Türkiye’de 114 üniversite dahil. Her yıl binlerce Avrupalı öğrenci, yarım dönemlik eğitim için Türk üniversitelerine geliyor. Peki, Türkiye’nin büyük şehirlerinde gerçekleşen bombalı saldırılar, Güneydoğu’da yeniden başlayan çatışmalar ve 15 Temmuz darbe girişimi, Erasmus öğrenci hareketliliğini nasıl etkiledi? Türkiye’de şu an kaç Erasmus öğrencisi olduğuna ulaşmak pek mümkün değil. Erasmus Programı Türkiye Ulusal Ajansı, bu konudaki sorumuzu yanıtlamayınca, cevabını Erasmus Öğrenci Ağı (ESN) Halkla İlişkiler Sorumlusu, İTÜ Mimarlık Bölümü öğrencisi Kamil Can Erdem’den aldık. Avrupa’da 27 yıldır faaliyet gösteren ESN, 39 ülkede 500 şubesi ve 13 bin gönüllü çalışanıyla, öğrenciden öğrenciye yardım prensibiyle çalışıyor. Türkiye’ye gelecek Erasmus öğrencilerine hem yol gösteriyor hem adaptasyonlarına yardımcı oluyorlar.

‘RİSK YOK’ DİYEMEDİK’

Erdem, Erasmus öğrenci sayısının yıl yıl değiştiğini söyleyerek başlıyor anlatmaya: “Üniversiteler arası anlaşmalar var ama öğrenciler bunu değiştirebiliyor. Bu yaz Türkiye’de yaşanan saldırılar ve darbe girişimi uluslararası öğrenci sayısını geçen yıla göre yarıya düşürdü. Öğrenciler çekindi. Türkiye, yurt dışından öğrenci kabul etmeyi hiçbir zaman iptal etmedi. Ama bazı ülkeler ya da üniversiteler, Türkiye’ye öğrencilerin gitmesine izin vermedi. Bir kısmı da ancak sorumluluk kabul etmemek şartıyla izin verdi.” Erdem, buna rağmen Türkiye’ye binlerce öğrenci geldiğini ekliyor. Gelen öğrencilerin en merak ettikleri konu güvenlik. Erdem, ESN Türkiye olarak bir bildiri yayınladıklarını anlatıyor: “Hayatın normale dönmesi için tüm tedbirlerin alındığını söyledik ama ‘Gelin, risk yok’ da demedik. Gelirlerse onlara en iyi şekilde yardım edeceğimizin garantisini verdik. Türkiye’nin yeniden popüler bir Erasmus rotası olması, şimdi burada olan öğrencilerin deneyimlerine bağlı.” '

AİLELERİMİZ BİZE TAKSİM'İ YASAKLADI'

Yunan Eleni Spyrou (21) ve Filippa Skarmoutsou (22), Atina’da Türk Edebiyatı okuyor. Bu dönem Erasmus öğrencisi olarak Yıldız Teknik Üniversitesi’ndeler. İkisi de Türkiye’de olmaktan çok memnun: “Daha önceki ziyaretlerde hayran kalmıştık. Ne olursa olsun bir daha böyle fırsat çıkmaz diye İstanbul’a geldik. Gelir gelmez evde hissettik. Ailelerimiz endişelenip Taksim’i yasakladı ama biz geldiğimiz ilk hafta her gün Taksim’deydik!” '

İNTERNET KESİNTİSİNE İNANAMADIM'

Jochem Compiet (21), Hollanda’dan ve mimarisini merak ettiği için İstanbul’a gelmiş. Ocak ayına kadar Bahçeşehir Üniversitesi Mimarlık Bölümü’nde eğitim görecek. Beklediği pek çok şeyi bulduğunu söylüyor ama onu şaşırtan şeyler de olmuş: “İnternet kesintisine inanamadım. Hollanda’da böyle bir şey asla olamaz çünkü herkes şikâyet eder.” Compiet, güvenlik konusunda da çekincesi olmadığını ifade ediyor: “Ailemin hiçbir endişesi olmadı zira, olacak her yerde olabiliyor... Ama bazı etkinlikler için dikkatli oluyoruz. Örneğin İstanbul Maratonu’na gitmedik.”

"KIZ ARKADAŞIMA 'SİYASİ ŞEYLERE KARIŞMAYACAĞIM' SÖZÜ VERDİM"

Jonas Bieber (22), Almanya’dan İstanbul’a ağustos sonunda geldi. İTÜ’de mühendislik okuyor. Türkiye’yi, önceki ziyaretlerinde çok beğendiği için seçmiş. İstanbul’u çok seviyor. Deneyimi şöyle: “Gelmeden endişelendim ama İstanbul büyük ve bir şey olma ihtimali düşük. Yine de kız arkadaşıma siyasi hiçbir şeye karışmayacağıma söz verdim. Hayatın ne kadar normal olduğuna şaştım. Çünkü dışarıda gazetelerde büyük olaylar görüyorsunuz. İnsanlar ölüyor ama bununla beraber 10 milyon insan da normal okuluna, işine gidiyor. Türkiye’de yabancı olmak Türk olmaktan daha kolay. Bana, ‘Alman siyasetini beğenmiyoruz ama Almanları seviyoruz’ diyorlar."

"TRAFİĞİ GÖRÜNCE HERKESİN ŞANSI EŞİT DEDİM'

Finlandiyalı Tero Lahtinen (20), Marmara Üniversitesi’nde Çevre Mühendisliği okuyor. İstanbul’a eylülde, ‘yeni ve farklı bir kültür deneyimi’ için gelmiş. Lahtinen, trafiği gördükten sonra İstanbul’da birine bir şey olma ihtimalinin herkes için eşit olduğunu düşünmeye başlamış. Türkiye’de neler olup bittiğini anlamaya çalışıyor: “Genelde konuştuklarım şu anki durumun pek iyi olmadığını söylüyor. Geçenlerde biri ‘Neden Türkiye’ye geldin? Sana tavsiyem Finlandiya’ya geri dön, beni de yanında götür!’ dedi... Konfordan uzaklaşmak gerekse de Türkiye’ye kesinlikle yine gelirdim.”

GİTTİ, GERİ GELDİ

Estonyalı fotoğrafçı Elise Kasak’sa (25) iki yıl önce Erasmus öğrencisi olarak Marmara Üniversitesi’ne geldi. O dönem kendisini Gezi Parkı protestoları anması için uyardıklarını anlatıyor. “Arkadaşlarım endişeliydi ama yine de gelmek istedim” diyen Kasak, bu sefer staj yapmak için yeniden İstanbul’da... İki yıl öncesiyle şimdiki OHAL dönemi arasında fark görmediğini söylüyor. İstanbul’un ara sokaklarında gezmeyi seviyor. İnternet kesintisi gibi olayları, “Başka şeyleri yapmaya fırsat oldu” diye değerlendiriyor.

OHAL BİZİ ETKİLEMİYOR

Polonyalı Monika Hojan (21) ve Filip Dymek (21), İstanbul Üniversitesi’nde Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde eğitim görüyor. Monika, Türkiye’ye en son 5 yıl önce gelip hayran kaldığını ama daha sonra çekinceleri olduğunu söylüyor. Geldikten sonraysa fikri değişmiş; “Herhangi bir tehlike veya gerginlikle karşılaşmadım” diyor. Filip de İstanbul’da olmaktan çok mutlu: “Görecek ve yapacak çok şey var. OHAL bizi etkilemiyor. Türkler yabancılara çok şikâyet ediyor. Türkiye’ye heyecanla geldim ama buradakiler ‘Keşke ben Polonya’da yaşasam’ diyorlar. Belli yerde uzun süre yaşayınca her şeyden, en çok da siyasetten sıkılıyorsun.”