YÖK Formasyon Programını Sonlandırmalı

- Şişman: "İyi insan yetiştirmek önemli"

YÖK Yürütme Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mehmet Şişman da öğretmen yetiştirmeyle ilgili hükümet programında eğitim fakültelerinin yeniden yapılandırılması, yetiştirme programlarının güncellenmesi, öğretmen akademisinin kurulması gibi konuların yer aldığını söyledi.

Türkiye'nin öğretmen yetiştirme konusunda oldukça geniş bir deneyime sahip olduğunu vurgulayan Şişman, "37 türde, farklı ad altında okul açmışız, öğretmen yetiştirmeyle ilgili. Çok fazla değişim, dönüşümler olmuş, süreçler devam ediyor, bundan sonra da arayışlar devam edecek. Türkiye'yi gelişmiş ülkelerle mukayese edersek, çok daha fazla tarihi birikime sahip. Tabii bu birikimden ne derece yararlandık, reforme edebildik, bu ayrı bir tartışma konusu." ifadelerini kullandı.

Şişman, bugünün değişen koşullarında öğretmen profilinin de değiştiğine işaret ederek, şunları kaydetti:

"Öğretmenin rollerinin değişmemesi mümkün değil. Öğretmen, öncelikle öğrencisi için örnek insandır. Eylemiyle söylemiyle öğretmenden beklenen moral otorite olmasıdır. Günümüzde iyi, düzgün karakterli insanlara ihtiyacımız var. Bir insanı gözü dönmüş bir militan, aklını iradesini çıkarıp bir mankurta da dönüştürebiliyorsunuz. Sonuçlarını günümüzde yaşadığımız terör olaylarında görüyoruz. İyi insan yetiştirmek önemli. Bilgiye her ortamda ulaşılabiliyor. Öğretmenin geleneksel rolünü, yeniden düşünmek durumundayız."

- Ak: "Öğretmen kitlesinin bilinçlendirilmesi çok önemli"

İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mahmut Ak ise üniversite bünyesinde 811 eğitim öğretim programı olduğunu, bunları topluma açılan pencereler olarak gördüklerini ifade etti.

Ak, bu pencereler aracılığıyla iş birliği yaptıkları kurumlar olduğuna değinerek, "Bu tür uygulamalarımızın birisi de bu. Milli Eğitim Bakanlığı, Milli Eğitim Müdürlüğü ile iş birliğini sürdürüyoruz. Öğrencinin yetişmesinde etken unsurlardan yüzde 50 düzeyinde gencin ailesi ve içinde bulunduğu sosyal koşullar, yüzde 30 öğretmenler ve yüzde 15 eğitim teknolojileridir. Son zamanlarda dillendirilen yaşam boyu öğretim konusunda çalışmalıyız. Örgün eğitim, açık eğitim ve sürekli eğitim sertifika programlarıyla buna yönelik gayret sarf ediyoruz. Yüzde 30'luk bir dilim, yani çocuğun gelişimini faydalı hale getirecek önemli bir kitleyi konuşuyoruz. Bu öğretmen kitlesinin bilinçlendirilmesi çok önemli." diye konuştu.

- Yelkenci: "Öğretmenlik gönül işidir"

İstanbul Milli Eğitim Müdürü Ömer Faruk Yelkenci de temel iki sorundan birinin müfredat, diğerinin öğretmen yetiştirme konusu olduğunu belirtti.

Yelkenci, konuşmasına şöyle devam etti:

"Müfredat, ferde yönelik bir programdan bahseder. Müfredatı özgürleştirmediğimiz müddetçe bu alanda yaptığımız çalışmalar, dar kalıplarda kalacaktır. Öğretmen yetiştirme meselesine gelince, öğretmenlik gönül işidir. Belli süreçlerin içine sokarak, bir insanı öğretmen yapamazsınız. Bizim çalıştayımızın başlığı üstünden bakarsak, değişim ve dönüşümlerden bahsediyor. Dünya hızla değişse de temel prensipler değişmez. Bunun üzerinden gittiğiniz zaman, bütün dönüşümlerin önüne geçebilirsiniz. Değişimlerin arkasından giderseniz, kuyruk olursunuz. Önemli olan, bu değişimlerin, dönüşümlerin önünde olabilmek."

Ömer Faruk Yelkenci, öğretmenin çocuğu inşa etmemesi, onun kendini inşa etmesine yardımcı olması gerektiğini ifade etti.

- Başkurt: "Yeni medya ve bunun oluşturduğu yeni bir ekosistem var"

İstanbul Üniversitesi Hasan Ali Yücel Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Orhan Başkurt ise çalıştayı nitelikli, donanımlı öğretmen yetiştirmenin yollarını bulmak için düzenlediklerini bildirdi.

Öğretim elemanları olarak alanda olmaları gerektiğini söyleyen Başkurt, "Biz aldığımız araştırma görevlilerini, bir, iki sene okullara gönderip oradaki eğitim öğretimin nasıl olduğunu görmelerini sağlamalıyız. Artık günümüzde, yeni medya ve bunun oluşturduğu yeni bir ekosistem var. Bu, karmaşık bir dünya oluşturuyor. Bütün bilgimizi, algımızı, bireysel hayatımızı derinden etkilemektedir. Farklı becerilerle her şeyi sorgulamayı getirmektedir. Böyle olunca da öğrenme ve öğretme konusunda klasik eğitimi yetersiz kılmaktadır. Yeni gelişmeler, eğitim ve öğretimin yeniden düşünmenin bir gereklilik olduğunu ortaya koymaktadır." şeklinde konuştu.