Doktora Yeterlik Sınavı İçin Tavsiyeler

Eğitimin kendi başına bir bilim dalı olmaması, buna karşılık; başta psikoloji, felsefe, sosyoloji, antropoloji ve tarih gibi disiplinlerle iç içe olması onun literatürünü de aslında “dünya insanlık tarihi” ile eşdeğer tutmaktadır. Bu bağlamda eğitim bilimleri alanlarından doktora yeterlik sınavlarına girecek kişilere özellikle mülakat öncesi ve sırasında bazı tavsiyelerim şunlardır:

1. Çok okuyun.

Evet, bir eğitimcinin çok okuması önemlidir. Çünkü eğitimci kol-kas gücüyle değil bilgi gücüyle varolan insandır. Bilgi gücü ise okumakla ve araştırmakla kazanılır. Zengin bir bilgi dağarcığına sahip olmak belki tek başına sizi alim yapmaz ama size büyük potansiyel kazandırır.

2. Çok yazın.

Yazmak, sahip olduğunuz bilgileri sadece kağıda dökme işlemi değildir. Aynı zamanda bilgi gücünüzü ifade etme ve hitaptır. Yani bilgilerin gelişigüzel sıralanması yazmak değildir. Onları titizlikle, düşünsel bir süzgeçten geçirme ve organize etme eylemidir. Yazmanın zekayı geliştirdiği ve çok okuyup yazan insanların sözel olarak da kendilerini daha düzgün ifade ettikleri bir gerçektir.

3. Alanınızın temel kaynaklarına erişin.

Her ne kadar eğitimle ilgili kaynaklar “sınırsız” da olsa her disiplinin bir temel kaynaklar kütüphanesi vardır. Bu kaynaklar o disiplinin gelişmesine yol açmış kaynaklardır. Eğitim bilimleri adına özellikle bu tip kaynak kitap ve makalelere erişin. Nasıl başladı, nasıl gelişti, nasıl devam edecek gibi soruları kendinize sorun. Gerekirse şemalardan yararlanın. Kısacası alanınızın tarihini iyi kavrayın. Unutmayın ki en uzun yolculuklar bile bir adımla başlarmış...

4. Alanınızın temel teorilerini ve teorisyenlerini bilin.

Bu madde aslında önceki maddeyle ilişkili olsa da ayrıca söylemeliyim ki bazen bir bilim dalının gelişim sürecinde kritik eşikler bulunabilir. Bu kritik eşikler o bilim dalındaki araştırmalara yeni boyutlar katabilir, bilimsel anlamda yeni yollar açabilir. Örneğin fizik için Newton ve Einstein bu bilim insanlarından bazılarıdır. Siz de kendi alanınıza ait bu bilim insanlarını ve teorilerini mutlaka öğrenin.

5. Geçmişi gözden geçirin.

Doktora ders döneminiz boyunca dersinize giren hocaların tavsiye ettiği, okuttuğu kitap ve makaleleri tekrar gözden geçirin. Bunları birbiriyle çapraz okumalar yaparak bütünleştirmeye çalışın. Yaptığınız çıkarımları ve önceden aldığınız notları kendi cümlelerinizle ifade ederek yazmaya çalışın. Düzenli bir çalışma programı ile günlük olarak çalışmalarınızı sürdürün.

6. Jürinizdeki hocaları tanıyın.

Muhtemelen birçoğu ile tanışıklığınız zaten vardır. Ders almış, oturup sohbet etmiş veya ortak çalışmalar da yapmış olabilirsiniz. Yine de jürinize girecek hocaların yayınlarını, ilgi alanlarını takip edin. Özellikle son yayınlarına mutlaka bakın. Bu bakış size yöneltilecek muhtemel sorular hakkında ipucu verecektir. Böylece hocalar güncel yayınları takip edip etmediğinizi ölçecektir.

7. Güncel kalın.

Bir eğitimci salt kitabi bilgilerin esiri olmamalı, teorik olarak kendine kattıklarını pratik olaylarda da uygulayabilme kabiliyetini göstermelidir. Bu yüzden genel olarak dünyadaki gelişmeleri, başta eğitim olmak üzere, takip edin. Bu gelişmeler eğitim dünyasını nasıl etkileyebilir bunun üzerine kafa yorun. Bu olayları yorumlamaya çalışın. Ama bunu yaparken kahvehanedeki bir insanının yorumlaması şeklinde değil; bir doktora öğrencisine yakışır bilimsel veriler ışığında yapın. Popülizmin, siyasi ve ideolojik yaklaşımların tuzağına yakalanmayın.

8. Prova yapın.

Mülakat öncesi prova heyecanınızı kontrol etmenizi sağlayacaktır. Kendi kendinize sorulması muhtemel soruları sorarak ayna karşısında anlatabilir, prova yapabilirsiniz.

9. Fiziksel görünümünüze dikkat edin.

Jüri karşısına çıkacağınız gün temiz ve özenli giyinmeyi unutmayın. Takım elbise de tercih edebilirsiniz. Ancak sakın sokağa çıkmış da geçerken uğramış görüntüsü vermeyin. Bu jüri karşısında eksi puan olmaktan öte hocalarınıza saygısızlıktır. Mülakata bu yüzden eleştiri alarak başlamak istemezsiniz.

10. Uslup çok önemli.

Önce jüriyi selamlayarak başlayın. Soruları yanıtlarken kendinizden emin olun. Ancak bu eminlik jüriye diklenme, küçümseme gibi şekillerde olmasın. Alanın uzmanları karşınızda durmuş sizi dinlerken yapacağınız böyle bir hareket ancak terbiyesizlik olur. Bilemediğiniz soruları sıkmaya çalışmayın. Size yakın gelen doğru olabileceğini düşündüğünüz bir cevap verin ama asla sallamayın. Inanın bu çok kötü bir görüntü olur. Soru hakkında fikriniz yoksa, ki her şeyi bilmeniz mümkün değil, dürüst olun ve fikrinizin olmadığını söyleyin. Tahmin yürütebiliyorsanız tahmininizi söyleyin. Mülakat bitiminde yine hocalarınızı selamlayın ve iyi çalışmalar dileyin.

Değerli arkadaşlar burada yazdığım önerileri titizlikle uygulamanız halinde yeterlik sınavlarınızı büyük ölçüde rahat geçeceğinizi düşünüyorum. Ancak şu bir gerçek ki mülakatınızın nasıl geçeceği aslında tamamen jürinize bağlı. Jüri isterse sizi bırakabilir, isterse geçmenizi sağlayabilir. Tabi ki her hoca öğrencisinin başarılı olmasını ister ancak yeterli görmediklerini de elemeleri gayet doğaldır. Bu yüzden her şeyden önce siz çalışmalarınızdan emin olun ve emin bir şekilde yeterliğe girin. Hepinize başarılar dilerim.

Erdem OKLAY

Erdem Hoca.web