Söz konusu cezalar çerçevesinde, başta intihal eylemi olmak üzere ücret karşılığı veya ücretsiz olarak bilimsel çalışmalarını başka kişilere yazdırma ile birlikte bir yılda mesaiye devamsızlık gösteren akademisyenlerin yeniden üniversitelerde öğretim elemanı kadrosuna atanmaları engellenmiştir. Haliyle bu durumda olan kişiler için devlet ve vakıf üniversitelerinde öğretim elemanı çalışmak yasal olarak imkansız hale gelmektedir.
Cezaların nevi itibarıyla bakıldığında kanun koyucunun intihal ve tez yazdırma gibi akademik yaşamda affedilemeyecek türden eylemleri işleyen kişilerin öğretim elemanı kadrolarına yeniden dönüşleri engellenmekle birlikte ilgililerin bütünüyle kamuda istihdamının önüne geçilmemiştir.
Öğretim elemanı olarak görev yapmakta iken bu türden bir ceza alan kişiler, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa tabi memur veya sözleşmeli personel veyahut da işçi kadrolarına başvuru yapmak suretiyle gereken diğer koşulları taşımaları halinde istihdam edilmelerinin önünde herhangi bir engel bulunmamaktadır. Sadece bazı kurumsal düzenlemelerdeki kısıtların olması halinde o kuruma veya mesleğe başvurmak mümkün olamamaktadır. Örneğin bilirkişi olabilmek için "disiplin yönünden meslekten veya memuriyetten çıkarılmamış ya da sanat icrasından veya mesleki faaliyetten geçici ya da sürekli olarak yasaklanmamış olmak." şartı aranmaktadır.
Diğer taraftan, bu kişilerin öğretim mesleğinden çıkarılması, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 92 nci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan "657 sayılı Kanuna tabi olmayan personelden kendi istekleri ile görevinden çekilmiş olanlar, boş kadro bulunmak ve gireceği sınıfın niteliklerini taşımak kaydı ile bu Kanuna tabi kurumlardaki memuriyetlere atanabilirler." hükmünde yer alan "çekilme" kapsamına da girmemektedir.