Meme Kanserinde Erken Teşhis Çok Önemli
MEME KANSERİ KORKULACAK BİR HASTALIK DEĞİLDİR
1-Meme kanseri tedavi edilebilir bir hastalıktır.
2- Üstelik memeyi almadan tedavi şansı vardır.
Her yıl yeni kanser ilaçları geliştirilmektedir. Bu ilaçların ortak özelliği, tümör üzerine daha güçlü etki yaparken hastada daha az yan etkiler oluşturmasıdır. Bu kemoterapi ajanları ülkemizde de bulunmakta ve hastalara başarıyla uygulanmaktadır.
Kemoterapi ilaçlarının gelişmesi ile cerrahi sınırlar küçülmüştür. Meme kanseri olgularında bundan 20 sene önce, hastanın memesi, o taraf göğüs duvarı adaleleleri ile birlikte blok olarak çıkartılırken, bugün tüm dünyada uygulanan ameliyat memenin korunarak sadece tümörün çıkartılmasıdır. Yapılan çalışmalar göstermiştir ki, tüm memenin alınmasıyla elde edilen başarı sadece tümörlü dokunun çıkartılmasıyla da elde edilmektedir. Bu durumda, içindeki 1 veya 2 cm'lik kitle nedeniyle tüm memenin alınmasından bazı özel durumlar dışında vazgeçilmiştir.
MEME KANSERİ GÖRÜLME SIKLIĞI ARTIYOR
Ama erken dönemde yakalanan hastalar da artmaktadır
1960 senesinde Amerika Birleşik Devletlerinde her 15 kadından biri meme kanserine yakalanırken bugün bu oran dokuz kadından birine yükselmiştir. Bunun anlamı şudur: Amerikada yaşayan her 9 kadından biri, yaşamının bir döneminde meme kanserine yakalanacaktır. Ancak artan meme kanseri görülme sıklığına karşı elimizde güçlü bir silahımız vardır: ERKEN TEŞHİS ve İDEAL TEDAVİ.
ERKEN TEŞHİS; AMA NASIL ?
Meme kanserini erken teşhis etmenin 3 altın anahtarı vardır.
Kendi kendini muayene etme
Periyodik doktor muayenesi
Mammografi ve ultrason
KENDİ KENDİNE MEME MUAYENESİ NASIL YAPILIR: Her kadın ayda bir kez kendi memesini kontrol etmelidir. Her kadının meme yapısının farklı olduğunu unutmamak gerekir. Ve her kadının memesi, yaş ile, mensturasyonun dönemi ile, hamilelikte, menapozda ve doğum kontrol hapı yada hormon ilecı kullandığında da değişiklikler gösterir. Menturasyon hemen öncesi veya menturasyon sırasında memelerin biraz şişmesi ve hassaslaşması da normaldir. Hasta kendi kendini muayene ederken verya başka bir zamanda memesinde farkettiği değişiklikleri hemen doktoruna bildirmelidir.
YILLIK DOKTOR KONTROLÜ: Ülkemizde meme hastalıkları genel cerrahi uzmanlık alanına girmektedir. Bu nedenle yıllık kontrolünüzü genel cerrahi uzmanının yapması doğru olur. Meme kanseri erken tanısında aktif rol almalısınız. Doktorunuzla yapacağınız görüşmeler sırasında, hangi bulgulara karşı uyanık olmanız ve düzenli kontrollerinizin planlanması konusunda bilgi alabilirsiniz. Bunun dışında sormak istediğiniz konuları önceden not alırsanız muayene sonrası görüşme sırasında unutmazsınız. Doktorun tavsiyeleri, sizin yaşınıza tıbbi özgeçmişinize ve diğer faktörlere bağlı olacaktır.
MAMMOGRAFİ ve ULTRASON: Mammogram özel bir rontgen filmidir. Vücudun diğer bölgelerinde yapılan radyolojik incelemeden farklıdır. Gelişmiş ülkelerde düzenli olarak mamografi yapılması, kadınlarda meme kanserine bağlı ölüm oranını hızla düşürmektedir. Mammografi çekmek için çok düşük dozlarda radyasyon verilir. Her bir memenin iki yönlü biri üstten diğeri yandan çekilen filmidir. Çekilen filmin daha net olması için memenin 2 plaka arasında hafifçe sıkıştırılması gerekir. Bu sıkıştırma biraz rahatsızlık verse de sadece birkaç saniye sürecektir.
Pek çok olguda mammografi henüz klinik bulgu vermeyen tümörlerin ortaya çıkarılmasını sağlar. Mammografi meme dokusu içinde küçük kalsiyum çöküntülerini de gösterir. Kalsiyum çöküntüleri genellikle selimdir ancak ince yıldızsı uzantılar şeklinde ki çok küçük kalsifikasyonlar (mikrokalsifikasyon) kanserin erken dönem bulgusu olabilir.
Ultrasonografi ses dalgaları ile çalışır ve tamamen zararsızdır. İstenildiği kadar ard arda tekrarlanabilir. Bir santimetreden küçük kitleleri dahi görme ve iğne biyopsisi yapma şansı vardır. Ucuz güvenli ve kolay bir tetkiktir.
Her yaştaki kadınlar için, bir hekim tarafından meme muayenesi yapılması, periyodik sağlık kontrollerinin bir parçasıdır. Ancak 40 yaşında mutlaka bir mammografi alınmalı (baz mammografi) daha sonra yılda bir düzenli olarak çekilen mamografilerle + ultrasonografi ile her iki meme de radyolojik olarak takip edilmelidir. Klinik olarak yapılan muayeneler hiçbir zaman çekilen mammografinin yerini tutmaz.
ÖZETLE
1-20 yaş sonrası her kadın ayda bir kendi kendine meme muayenesi yapmalıdır.
2-20-35 yaş arası 3 yılda bir doktor muayenesinden geçmelidir.
3-35-40 yaş arası ilk mammografi çekilmelidir.
4-40 yaş üzerinde her yıl doktor muayenesi ve mammografi + ultrason tetkiki yapılmalıdır.
Eğer hastanın bir meme yakınması varsa ilk mammografisi daha erken çekilebileceği gibi, bu takip şeması da değiştirilebilir. Bu tablo meme şikayeti olmayan sağlık bir kadının yaptırması gereken asgari işlemdir.
Memede ele kitle gelmesi bir kadının yaşamındaki belki de en korkulu süreçtir:
Çünkü hemen KANSER çağrıştırır. İstatistikler gösteriyor ki; her iki kadından biri bu olayı yaşamaktadır. Eğer başınıza gelirse unutmayın: memede bulunan kitlelerin çoğu selimdir; KANSER DEĞİLDİR.
HANGİ KİTLELER DAHA TEHLİKELİDİR ?
Memedeki kitlenin iyi huylu (selim) veya kötü huylu (malign=kanser) olduğunu kesin anlamanın tek bir yolu vardır. Biopsi ile mikroskopik tetkik sonucu tanı koymak. Ama bazı özellikler varki, o kitlenin daha çok neye benzediği konusunda muayene eden hekime ortalama bir fikir verebilir. Meme kanseri % 90 aşağıdaki biçimde görülür.
Çevre dokulardan net olarak ayrılan, taş gibi sert ele gelir. Memenin içine bir fasülye yada nahut yerleştirilmiş gibi hissedilir.
Kitle çevreye yapışıktır ve kolayca sağa sola hareket ettirilemez.
Ağrısızdır. Özellikle çok geç dönemlere kadar hiç ağrı yapmaz.
Genellikle sadece bir memede ve bir noktadadır.
Yukarıdaki özelliklerin kanserlerin çoğunda görüldüğünü ama bunun yanında, memede ele gelen kitle olmadan, yada ağrı ile birlikte veya da her iki memede birden de görülebilme riski olduğunu unutmamak gerekir.
ELE GELEN KİTLE DIŞINDA BAŞKA NE BULGULAR OLABİLİR ?
Meme başı akıntısı: Meme başını sıkmadan, kendiliğinden akıntı olması meme kanseri erken bulgusu olabilir. Bu durumda hekime başvurmak gerekir. Memelerin sıkılması sonucu akıntı gelmesi bir hastalık bulgusu değildir. Akıntı olup olmadığını kontrol etmek amacıyla memelerin sıkılması doğru bir yaklaşım değildir.
Meme başının içeri çekilmesi: Meme başının hemen arkasından çıkan tümörler erken dönemde meme başının içeri doğru girmesine neden olur. Yakın zamana kadar her iki meme başı simetrik ve dışarda iken; aniden meme başları arasında asimetri veya birirnin meme içine gömülmesi hastayı alarme etmelidir.
Cilt bulguları: Meme üzerinde uzun süre geçmeyen kızarıklık, yara, ülserasyon, meme cildinin portakal kabuğuna benzer bir görünüm alması, Cildin bir noktada içeri doğru çekilmesi.
Venöz değişiklikler: Meme üzerindeki mor-mavi renkli toplardamarların belirgin bir hal alması.
Memelerin şekli: Her iki memenin şeklini aynada karşılaştırınca, daha önceleri eşit ve simetrik iken, bu simetrinin bozulması, meme başlarının farklı yerlere doğru bakması.
MEMEDE KİTLE İLE DOKTORA BAŞVURURKEN:
Aşağıdaki konular hekiminiz için çok önemlidir:
1-Kitleyi veya memenizdeki bu değişikliği ne zaman farkettiğinizi,
2-Bu kitlenin mensturasyon ile aylık değişiklikler gösterip göstermediğini
3-Kitleyi farkettiğinizde aylık siklüsün hangi noktasında olduğunuzu belirtiniz.
4-Eğer kitleyi her zaman rahatlıkla bulamıyorsanız, doktora gitmeden önce muayene sırasında kolayca bulunabilmesi için yerini işaretleyebilirsiniz.
5-Kitleyi farkettiğnizdeki büyüklüğünü, örneğin fındık, yada ceviz büyüklüğü şeklinde
6-Kitlenin ele geliş biçimi; örneğin yumuşak-sert, ağrılı-ağrısız şeklinde
7-Ailede meme, over (yumurtalık), kolon (kalın barsak) kanseri olup olmadığını
8-Daha önceden bir meme probleminiz olup olmadığını hekiminiz bilirse size daha çok yardımı dokunacaktır. Muayeneye giderken bu noktaları gözden geçiriniz.
TANI ve KESİN TANI İÇİN DOKTORUNUZ NELER YAPABİLİR.
TANI İÇİN:
Tanısal mammografi (Bir yakınma yok iken çekilen mammografi baz mammografidir).
Ultrasonografi: Kitlenin içinin sıvı ile dolu (kistik) olup olmadığını anlamaya yarar.
Galaktografi: Meme başından içeri ilaç verip süt kanallarının filminin çekilmesidir.
KESİN TANI İÇİN:
İnce ine biopsisi: İnce uçlu iğne ile hücresel düzeyde örnek alıp mikroskop altında bunların incelenmesidir.
Kalın iğne biopsisi: Kalın bir iğne ile doku parçası alınarak bunun incelenmesidir.
Stereotaksik biopsi: Kitlenin yerinin özel bir cihazla tespit edilip tam o noktadan örnek alınmasıdır.
Stereotaksik işaretleme: Özel bir cihaz ile şüpheli alanının görülüp içine ince bir tel bırakılmasıdır.
Cerrahi biopsi: Ameliyathanede yapılan ve kitlenin tamamının çıkartılıp mikroskop altında incelenmesidir. TERCİH ETMİYORUZ VE ÖNERMİYORUZ.
UNUTMAYIN MEME KANSERİNE KARŞI EN GÜÇLÜ SAVUNMA, KENDİ KENDİNİZE YAPACAĞINIZ AYLIK MUAYENELER VE ŞÜPHELİ BİR DURUMLA KARŞILAŞTIĞINIZDA BUNU HEMEN HEKİMİNİZE GÖSTERMENİZDİR.
Kaynak: memesaglık.com