Torpille Atanmaya Yargıdan Dur Kararı !

Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörlüğü tarafından "YÖK GELECEK PROJESİ"nin ikinci aşaması olan "Öncelikli ve Özellikli Alan Öğretim Üyesi" istihdamı kapsamında çıkılan Dr. Öğretim Üyesi kadrosu ilanında yaşanan objektiflik ilkesine aykırı davranıldığını gerekçesiyle yürütmesinin durdurulması kararı verilmiştir.

Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörlüğü, 25 Aralık 2020 tarihinde Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı tarafından yürütülen "YÖK GELECEK PROJESİ"nin ikinci aşaması olan "Öncelikli ve Özellikli Alan Öğretim Üyesi" istihdamı kapsamında, Su Ürünleri Fakültesi, Yetiştiricilik Anabilim Dalı'nda "Tarım ve Hayvan Biyoteknolojisi Konusunda Çalışma Yapmış Olmak" şartını içeren Dr. Öğretim Üyesi kadrosu ilanına çıkmıştır.

Jüri değerlendirilmesi sürecinin sonunda söz konusu kadroya ilgili kadronun ilan edildiği fakültede Araştırma Görevlisi kadrosunda bulunan aday atanmıştır. Anılan kadroya başvuran adaylardan biri, mevcut atamanın hakkaniyetten uzak olduğu gerekçesiyle konuyu yargıya taşımış ve yürütmenin durdurulması istemiyle Van 4. İdare Mahkemesi'nde dava açmıştır. Bunun sonucunda eser değerlendirmesi için belirlenen üç jüriden birinin atanan kişinin hem Yüksek Lisans hem de Doktora tez danışmanı olduğu ortaya çıkmıştır. Van YYÜ'nün savunmasında objektifliğe aykırı ve eşine az rastlanır bu duruma gerekçe olarak ilgili anabilim dalında başka profesör veya doçent olmadığı ve buna mecbur kalındığı öne sürülmüştür.

Savunmada ayrıca, davacının eser dosyasına olumsuz görüş bildiren biri atanan adayın danışmanı olmak üzere iki jüri üyesinin yazdıkları eser değerlendirme raporlarında çok benzer ifadeler yer almış ve net bir şekilde belirtilen ilan şartı başka alanlara çekilerek davacının dosyasını eleme zemini oluşturdukları görülmüştür. İki jüri üyesinin olumsuz görüşüne karşı bir jüri üyesi ise tam da ilanda belirtilen şarta ve eserlerinin nitelik ve niceliklerine göre örnek bir değerlendirme yaparak davacı adayın atanması yönünde olumlu görüş bildirmiştir. Davacının karşı savunmasının ardından, Van 4. İdare Mahkemesi bilirkişi incelemesi yaptırılması kararını vermiştir.

Bilirkişi raporunda ise, davada defalarca vurgulanan konular göz ardı edilmiş, atanan adayın lehinde bir sonuca varılmıştır. Dahası, doktora yeterlilik ve doktora tez sınavlarında zaten doğal olarak olması gereken danışmanların jüri üyeliği durumunun, kadro atamalarında da olması gerektiği savunularak vahim bir iddia ortaya koyulmuştur.



Peki asıl olması gereken, jüri üyeleri seçilirken atamayı gerçekleştiren idarenin, başvuran adaylar ile belirlenen jüri üyeleri arasındaki olası akademik ilişkileri tespit etme konusunda azami dikkat göstermesi değil midir? Halbuki, hukuk düzeni bu tarz durumlarda idareye başka bir çözüm üretmekte ve ölçme ve değerlendirmenin hiçbir kuşku ve kaygıya yer bırakmayacak şekilde objektif olarak yapılmasına olanak sağlamaktadır. Danıştay, aday ile jüri üyesi veya üyeleri arasında birçok ortak makale ve tebliğ çalışması bulunması durumunda, jürinin usule aykırı oluşturulduğuna ve jüri değerlendirmelerinin objektiflik ilkesine gölge düşüreceğine dair esaslı bir karine saymıştır (Danıştay 8. Daire 2004/6289E., 2006/735K.). Yine Danıştay, eğer unvan itibariyle jüri üyesi belirlenemiyor ise zorunluluk halinde jüri üyesinin dışarıdan seçilebileceği sonucuna varmıştır (Danıştay 8. Daire 2019/8119E., 2020/6099K.).

Bilirkişi heyetinin hazırlamış olduğu rapor sonucunda Van 4. İdare Mahkemesi davacının yürütmeyi durdurma istemini itiraz yolu açık olmak üzere reddetmiştir. Bunun üzerine davacı Erzurum Bölge İdare Mahkemesi'ne itiraz başvurusunda bulunmuştur. Bölge İdare Mahkemesi, jüri üyesinin atanan adayın yüksek lisans ve doktora tez danışmanı olduğundan jüri üyelerinin seçiminde objektiflik ilkesine aykırı davranıldığını görmüştür. Sonuç olarak, atanan adayın atanmasına ilişkin işlemin kesin olarak yürütmesinin durdurulması kararı verilmiştir. Kararın Van YYÜ Rektörlüğü tarafından uygulayıp uygulanmayacağı ise merak konusudur.



www.memurlar.net