YÖK Başkanı : Hocalar İngilizce Bilmiyormuş Şikayeti Duymak İstemiyorum
"Bugün, Türkiye yükseköğretiminde 6 bin 500'ü erkek 3 bin 500'ü de kız olmak üzere 10 bin civarında Suriye uyruklu öğrenci okuyor." "Suriyeli öğrencilerin dışında, Türkiye'de bugün 100 bin civarında uluslararası öğrencimiz mevcut. Artık bütün üniversitelerimizde, özellikle rehberlik hizmetleri açısından uluslararası ofislerin kurumsal ve zorunlu hale getirilmesini hedefliyoruz." "Uluslararası alandan akademisyenlerin üniversitelerimizde görev alabilmesini kolaylaştırmak amacıyla da YABSİS adlı yeni bir uygulamayı sisteme koyduk. Hemen ilk haftada 5 binin üzerinde CV sistemde yer aldı." Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Yekta SARAÇ, Türkiye'de yükseköğretimde 10 bin civarında Suriye uyruklu öğrencinin okuduğunu belirterek, "Suriyeli öğrencilerin dışında, Türkiye'de bugün 100 bin civarında uluslararası öğrencimiz mevcut. Artık bütün üniversitelerimizde, özellikle rehberlik hizmetleri açısından uluslararası ofislerin kurumsal ve zorunlu hale getirilmesini hedefliyoruz." dedi.
Vakıf Üniversiteleri Birliği tarafından bu yıl üçüncüsü düzenlenen "EDU SUMMIT" Eğitim Zirvesi, Taksim InterContinental Otel'de gerçekti. Zirvede konuşan Saraç, "Global Arenada Türk Üniversiteleri" temalı Eğitim Zirvesi'ne katılmaktan dolayı memnun olduğunu anlatarak, geçen yıl gerçekleşen "Yükseköğretimde Dönüşüm ve Kalite" temalı eğitim zirvesine de katıldığını hatırlattı. Saraç, o gün ifade ettiği bilgilerin, kalite odaklı yükseköğretime bir bakış ve bu konuda yaklaşımlarıyla sınırlı olduğunu, bugün ise toplantının temasına da uygun olarak, görevde bulunduğu 15 ay içerisinde gerçekleştirdikleri kalite odaklı yeni ve yenilikçi girişimlerinden bahsedeceklerini söyledi. Türkiye yükseköğretimini sayılarla tanıtmak istediğini belirten Saraç, Türk yükseköğretim sisteminde sayısal değişimlere bakıldığında, 2001-2015 arasında ciddi bir büyümenin gözlendiğini ve yükseköğretim kurumlarının sayısının 75'ten 193'e, öğrenci sayısının 1 milyon 664 binden 6 milyon 800 bine, öğretim üyesi sayısının 23 bin 975'ten 68 bin 342'ye ulaştığını aktardı. Saraç, Türkiye'nin Avrupa'da yükseköğretim alanında öğrenci sayısı açısından 2. büyük ülke olduğuna dikkati çekerek, ülkede yükseköğretimdeki uluslararası öğrenci sayılarına bakıldığında rakamın 100 bini aştığını kaydetti. Türkiye'ye en fazla öğrenci gönderen ülkelerden bahseden Saraç, sıralamada ilk sırada Azerbaycan'ın yer aldığı daha sonra Türkmenistan, Suriye, İran, Yunanistan ve Afganistan'ın geldiğini açıkladı. Yükseköğretim Kurulu'nun önceliklerini sıralamak istediğini ifade eden Saraç, kurumunun birinci önceliğinin kalite olduğunu belirtti. Saraç, şöyle devam etti: "Son 15 ay içerisinde gerçekleştirilen yeni girişimler arasında özetle bu bağlamda değerlendirdiğimizde, yine kalite odaklı ama rasyonel bir zeminde yaptığımız kontenjan planlaması oldu. Cumhurbaşkanımızın Yükseköğretim Kurulu'nu teşrifinde, 60 bin olan boş kontenjanı 45-50 bin bandına çekilmesini hedeflediğimizi söyledik. Başkan olduktan sonra, bunun planlaması için 2-3 aylık bir süre vardı. Bazı eğitim bilimciler bunun çok iddialı ve ulaşılamayacak bir rakam olduğunu söylediler. Fakat biz 40 binin altına indik. Dolayısıyla rasyonel kontenjan planlamamızın başarıya ulaştığını ve devam edeceğini ifade etmek isterim." "Açık pencere siyaseti uyguluyoruz" Prof. Dr. Saraç, yüksek lisans ve doktora kriterlerini yükselttiklerini, doçentlik yönetmeliği ve kriterlerini, aynı zamanda yabancı dille eğitim-öğretim yönetmeliğini değiştirdiklerini söyledi. Saraç, "Yükseköğretim Kurulu olarak açık pencere siyaseti uyguluyoruz. Hiçbir şey gizli ve mahrem kalsın istemiyoruz. Yükseköğretim Kurulu Başkanı olarak büyükelçilerin gelip, bize makamımızda İngilizce program diye yönlendirdiğimiz çocukların, bize şikayetleri var. 'Hocalar, İngilizce bilmiyormuş. Dersler İngilizce yapılmıyormuş' şikayetlerini artık duymak istemiyorum. Dolayısıyla burada da iyileştirme yapacağız ve yaptık. İngilizce'deki hoca yeterlilikleri ile ilgili birtakım düzenlemeler yaptık. Resmi gazetede yayınlandığından itibaren o kriterleri artık aramaya başladık. Daha da bu hususu ilerleteceğiz. Hiçbir şeyin yükseköğretimde 'mışçasına' olmasını istemiyoruz. Gerekli tedbirleri alıyoruz ve doğru olan neyse onu yapmak istiyoruz." diye konuştu. Bu dönemde gerçekleştirilen ve yapısal değişim niteliğinde olan en önemli girişimlerinin Kalite Kurulu'nun oluşturulması ve misyon farklılaşması olduğunu anlatan Saraç, sözlerini şöyle sürdürdü: "Kalite Kurulu ile ilgili olarak, yükseköğretim kurumlarımızda eğitim ve öğretim, araştırma faaliyetleri ile idari hizmetlerinin iç ve dış kalite güvencesi, akreditasyon süreçleri ve bağımsız dış değerlendirme kurumlarının yetkilendirilmesi süreçlerini ve bu kapsamda tanımlanan görev, yetki ve sorumluluklara ilişkin esasların düzenlendiği Yükseköğretim Kalite Güvencesi Yönetmeliğimiz yayınlandı, yürürlüğe girdi. Bu yönetmelik Kalite Kurulu'nun kurulmasını öngörmektedir. Bu yönetmelik kapsamında, çıktı süreçlerinin kontrolü ve bu süreçlerin yönetimi esas alındı. Bunun için YÖK'ün bir birimi, dairesi olarak değil YÖK ile ilişkili ama ona bağımlı olmayan, ilgili paydaşların üye olarak yer aldığı Yükseköğretim Kalite Kurulu'nun oluşturulmasıdır. Bu Kurul, dış değerlendirme odaklı iki ana misyonu koordine edecektir. Bunlar kurumsal değerlendirme ve program akreditasyonudur." "YABSİS adlı yeni bir uygulamayı sisteme koyduk" Türkiye'de yükseköğretimdeki yabancı öğrencilere ilişkin bilgiler veren Saraç, şunları kaydetti: "UNICEF'in 'Suriye'nin Kayıp Nesli' olarak değerlendirdiği bu gençleri, eğitmenin gayreti içinde olmayı, Yükseköğreitm Kurulu'nun görevleri arasında görüyoruz. Yoğun göçler ve mülteciler, Türkiye'yi her geçen gün artan bu nüfustaki gençlerin eğitimi ile ilgili ciddi bir meydan okuma ile karşı karşıya bırakıyor. Bugün, Türkiye yükseköğretiminde 6 bin 500'ü erkek 3 bin 500'ü de kız olmak üzere 10 bin civarında Suriye uyruklu öğrenci okuyor. Bu öğrenciler, İstanbul ve Ankara'nın dışında Kilis ve Gaziantep başta olmak üzere Kahramanmaraş, Adıyaman, Adana ve Osmaniye'deki üniversitelerimizde eğitimlerini alıyorlar. Kendilerine kucak açan kentlerimize ve üniversitelerimize müteşekkiriz. Bu konudaki eğitim politikalarımızı oluştururken, sorun odaklı, kısa vadeli bakış açısının ötesinde bizzat öğrencileri merkeze koyan, uzun vadeli ve kapsamlı çözümleri hedefleyen yeni bir bakış açısı için gayret ediyoruz. Suriyeli öğrencilerin dışında, Türkiye'de bugün 100 bin civarında uluslararası öğrencimiz mevcut. Artık bütün üniversitelerimizde özellikle rehberlik hizmetleri açısından uluslararası ofislerin kurumsal ve zorunlu hale getirilmesini hedefliyoruz. Uluslararası alandan akademisyenlerin üniversitelerimizde görev alabilmesini kolaylaştırmak amacıyla da YABSİS adlı yeni bir uygulamayı sisteme koyduk. Hemen ilk haftada 5 binin üzerinde CV sistemde yer aldı. Bu akademisyenlerin uluslararası başarımızda önemli rol alacağını düşünüyor ve konuyu ciddiyetle takip ediyoruz." Konuşmanın ardından Saraç'a, Vakıf Üniversiteleri Birliği Başkanı Rifat Sarıcaoğlu tarafından plaket verildi.Kaynak: Haberler