MYO’lara Öğretim Üyesi Kadrosu Tahsisine Yeniden İmkan Verilmeli
Yükseköğretim Kurulunun, meslek yüksekokullarına doktor öğretim üyesi kadrosu tahsisi yapılmamasına yönelik ilke kararı başarılı akademisyenlerin önünü kesiyor!
Bilindiği üzere, 2 sayılı Genel Kadro ve Usulü Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 11 inci maddesinin 4 üncü fıkrasında yer alan; “Öğretim elemanı kadrolarına, devlet yükseköğretim kurumları bünyesindeki birimler, önlisans, lisans ve lisansüstü programların sayısı, niteliği ve öğrenci sayıları ile yükseköğretim kurumunun eğitim-öğretim dışında yürüttüğü hizmetler dikkate alınarak Yükseköğretim Kurulunca çıkarılan norm kadro yönetmeliğine göre ilgili devlet yükseköğretim kurumunca atama yapılır.” hükmü yer almaktadır.
Üniversitelerde akademik kadro süreçleri, yukarıda yer verilen madde kapsamında hazırlanan “Devlet Yükseköğretim Kurumlarında Öğretim Elemanı Norm Kadrolarının Belirlenmesine ve Kullanılmasına İlişkin Yönetmelik”te yer verilen hükümlere göre Yükseköğretim Kurulunun koordinasyonu ve izni dahilinde yürütülmektedir.
Özetle ifade etmek gerekirse; herhangi bir akademik kadronun ilan edilmesi ancak YÖK’ün izni dahilinde mümkün olabilmektedir.
Son zamanlarda meslek yüksekokullarında doktorasını tamamlamış, hatta doçentliğini almış öğretim görevlisi kadrosunda olan akademisyenlerin tarafımıza ilettiği mesajlarda; Yükseköğretim Kurulunun 2023 yılı itibarıyla meslek yüksekokullarında öğretim üyesi kadro aktarımına izin vermediği, hatta doçent olanlara dahi kadro izni verilmediği, bu durumda olanların akademik olarak ünvanlarına uygun akademik pozisyonlarına geçişlerinin durdurulduğu ifade edilmektedir.
Yükseköğretim Kurulu tarafından bu yönde alınmış bir kararın yazılı olarak üniversitelere iletilip iletilmediğini bilmiyoruz. Ancak, ilkesel olarak bu türden bir kararın yüzlerce başarılı bilim insanını mağdur ettiği apaçık ortadadır.
Meslek yüksekokullarındaki öğretim görevlilerinin, gerek fakültelerdeki öğretim görevlileri gibi gerekse araştırma görevlileri gibi doktora eğitimi yapma, nitelikli bilimsel makale yayımlama, proje yazma gibi akademik görevleri üniversite yönetimlerince beklenmektedir. Üniversitelerin sıralamalarda üst seviyelere gelmesi tüm akademisyenlerin nitelikli üretimleriyle sağlanabilmektedir.
Akademik kadro olarak yükselmelerine izin verilmeyerek, bu kişilerin görevlerinin sadece ders vermek olduğunu işaret etmek; akademinin ruhuna aykırı bir durum yaratmaktadır.
Dünyanın saygın sıralama listelerinde ön sıralarda daha fazla üniversite görmek istiyorsak; üniversitelerimizde nitelikli eserler üreten, bulunduğu yere değer katan, öğrenci yetiştirmekle birlikte bilimsel düzeyde saygın yayınlar yapan akademisyenlerinin önünün açılması gerekmektedir.
Bu çerçevede, Yükseköğretim Kurulumuzun ilkesel olarak aldığı bu kararın daha fazla mağduriyet yaratmadan gözden geçirilmesi gerektiğini ifade etmek isteriz.